PSİKOLOJİ VE SAĞLIKLI BESLENME ARASINDAKİ İLİŞKİ – Fitvizite
 

Sağlıklı YaşamPSİKOLOJİ VE SAĞLIKLI BESLENME ARASINDAKİ İLİŞKİ – Fitvizite

PSİKOLOJİ VE SAĞLIKLI BESLENME ARASINDAKİ İLİŞKİ

Sağlıklı beslenme ile insanların duyguları arasındaki ilişki karmaşıktır. Duygu durumu, bireylerin hangi besini tüketeceğini etkilemektedir. Stresli zamanlarda aşırı yemek yeme alışkanlığı sık rastlanılan bir durumdur.Yapılan çeşitli çalışmalarda stresli zamanlarda çoğu insan sağlıklı beslenmelerini değiştirdiklerini belirtmiştir.

Son zamanlarda  ‘stres azaltan yiyecekler’ terimi; olumsuz duygularımızı giderdiğine ve olumlu duyguları arttırdığına inandığımız geleneksel yiyecekleri ifade etmektedir.

 

Stres azaltan yiyecek tüketimi algısı yaşanılan aşırı strese bir tepki olarak kabul edilmiştir.Stres azaltan yiyecekler kültüre göre farklılık göstermesinin yanında genellikle karbonhidrat tüketiminin yüksek olduğu besinlerin hazırlanması anlamını taşımaktadır. Stresli anlarda insanın hızla rahatlamasını sağlayan yiyecekler tüketme isteğinin olmasına imkan verir.Ancak bunun bir kısır döngüye yol açabileceği, yani; karbonhidrat değeri yüksek besinlerin kan şekerinde adrenalin ya da genellikle stres hormonu olarak bilinen epinefrinde ani iniş çıkılara nede olacağı unutulmamalıdır. Buna göre, yüksek miktada karbonhidrat, şeker tüketimi strese karşı tepki koymanızı azaltabilir.

 

Besinler ve duygu durumu arasındaki ilişki ters yönlü olarak da işleyebilir, yani yenilen besinler de duygu durumunu etkileyebilir. Bazı yapılan araştırmalarda pozitif ruh halinde olmakla günlük meyve-sebze tüketiminin yüksek olması arasında derin bir bağ olduğunu söylemiştir.Bazıları ise belirli miktarda alının omega-3 yağ asitlerinin vücutta düşük olmasının majör depresif bozuklukları ve intihar riski yaratmak üzerine ruhsal hastalıklarla bağlantılı olduğunu göstermiştir.

Aşırı stresin vücuttaki vitamin ve mineral oranını %35 oranında azalmasına neden olur.Aşırı yemek yeme sonucunda oluşan şişmanlığın, güvensizlik,endişe,yalnızlık duygularını tetiklediğini kanıtlamıştır.Duygusal açlığın yemeklerle giderilmeye çalışılması kişide aşırı yeme alışkanlığı kazandırır. Bu duruma uyum sağlayan kişilerde olumlu davranışların azalmasına sebebiyet verir. Böyle dönemlerde fiziksel aktivitenin artırılması moral ve motivasyon sağlayacaktır.

Yaklaşık son yıllarda yapılan araştırmaların fiziksel ve zihinsel sağlığın ayrılmaz bir bütünün parçası olduğunu ispatlamışlardır.Örneğin; sağlıklı beslenmesi düşük düzeyde olan insanlara kıyasla, beslenmesinde tam tahıl, işlenmemiş et, sebze, meyve gibi besinleri tüketen Avustralya’lı kadınlarda bipolar bozukluk, anksiyete veya depresyon tanısı daha az ortaya çıkmıştır.Bugüne kadar beslenme alanındaki psikolojik etkiye sahip en güçlü sorunun deprresyon olduğu ifade edilmiştir.Ayrıca anksiyete, demans, şizofreni ve dikkat eksikliği gibi psikolojik rahatsızlıkları da tetiklemesine izin vermiştir.

Esra Oksay

Yorum Yazabilirsiniz !